MÜMİNLER AHİRETE KESİN BİR BİLGİYLE İMAN EDERLER

 “Oysa onun, kendilerine karşı hiç bir zorlayıcı-gücü yoktu; ancak Biz ahirete iman edeni, ondan kuşku içinde olandan ayırdetmek için (ona bu imkanı verdik). Senin Rabbin, her şeyin üzerinde gözetici-koruyucudur.” (Sebe Suresi, 21)

Bildiğimiz tüm kavramları Allah yaratmaktadır ve biz bunları ancak Allah’ın bize izin verdiği ölçüde kavrayabiliriz. Allah ise herşeye sonsuz derecede sahiptir. Örneğin insan ancak Allah’ın izin verdiği ölçüde bir akıl ve zekaya sahip olabilir. Ancak Allah, insan aklının idrak edemeyeceği üstünlükte sonsuz bir akla sahiptir. Yine insan, Allah’ın kendisine verdiği kadarıyla şefkate, merhamete, affediciliğe sahip olabilir ama Allah sonsuz şefkatlidir, Allah’ın bu sonsuz şefkati tüm kainata, tüm yarattıklarına hakimdir. Allah’ın sonsuz merhameti küçük bir kum tanesinden, yükünü taşıyan bir karıncanın ayaklarına, dağların heybetinden, uzayın genişliğine kadar herşeyin üzerindedir. Yine insan Allah’ın izin verdiği kadarıyla detayları görüp farkedebilirken, Allah her an, yarattığı canlı cansız herşeydeki tüm detaylara hakimdir. Çünkü bunların tümünü Allah yaratmaktadır.

Okyanusun dibinde kimsenin haberdar olmadığı bir balığın yaptığı manevradan, uzaydaki bir karadeliğin oluşma anına, dünya devletleri liderlerlerinin yaptıkları toplantıdaki aldıkları kararlardan, bu yazının yayınlandığı internet sitesine, dünyanın bir köşesinde bir insanın başında oluşan ağrıya kadar, herkes ve herşey Allah’ın mutlak ve sonsuz kontrolü altındadır. Tüm bu bilgiler ışığında her insanın durup şu gerçeği dikkatle düşünmesi son derece önemlidir:

Sonsuz aklı ve yaratma gücüyle dünyayı yaratıp böyle olağanüstü bir şekilde beynimizin içinde bir algı olarak bize gösteren Yüce Rabbimiz, elbette Ahiret hayatını da en mükemmel şekilde yaratma gücüne sahiptir. Allah dünyayı birçok hikmet üzerine kusurlarla dolu ve geçici yaratırken, sonsuz ahirette kusursuz bir cennet hayatı yaratacaktır.

İnsan için yok olmak diye birşey yoktur. Sonsuz hayat yaratıldığımız andan itibaren başlamış durumdadır. Şu anda sonsuz yaşamın içindeyiz. Denenme süremizin sonunda, ölüm dediğimiz geçiş anından sonra, yeni bir inşa ile sonsuzluğun içinde yaşamaya devam edeceğiz. İnsanın bu yaşamının azapla mı, nimetler içinde mi geçeceği ise, dünya hayatında, Allah’ın sözü olan Kuran’a bağlılığı ile, Allah’ın hoşnutluğunu gözetmesine bağlıdır. Allah, insanı bir amaçla yarattığını, bu dünyadaki kısa yaşamından sonra da ahirette Kendisi’ne hesap vereceğini şöyle bildirmektedir:

Bizim, sizi boş bir amaç uğruna yarattığımızı ve gerçekten Bize döndürülüp getirilmeyeceğinizi mi sanmıştınız? (Müminun Suresi, 115)

Allah’ın, ortalama altmış veya yetmiş sene gibi, sonsuzluğun yanında bir ‘an’dan farksız olan kısacık dünya hayatına karşılık sonsuz yaşamı vaat etmesi, çok büyük bir nimettir. İman ve Allah’ın hoşnutluğunu aramak gibi, insanın yaratılışına en uygun, en çok huzur içinde yaşayabileceği yapıya sahip olmanın karşılığında, Allah’ın sonsuz iyi bir yaşam olan cenneti vermesi O’nun lütfundandır.

Allah Kuran’da ahiret hayatını bizlere şöyle bildirmektedir:

“Zulme uğratıldıktan sonra, Allah yolunda hicret edenleri dünyada şüphesiz güzel bir biçimde yerleştireceğiz; ahiret karşılığı ise daha büyüktür. Bilmiş olsalardı.” (Nahl Suresi, 41)

Ahiret hayatı, Allah’ın sonsuz nimetlerinin sergilenmesi yanında, O’nun sonsuz adaletinin tecelli etmesi bakımından da önemlidir. İnsanların dünyada yaptıkları herşeyin karşılığının verildiği yer, adaletin eksiksiz olarak uygulandığı, merhametin de misliyle tecelli ettiği yer, ahiret olacaktır. Bir ayette, ahirette tecelli edecek olan bu mutlak adalet şöyle ifade edilir:

… De ki: “Dünyanın metaı azdır, ahiret ise muttakiler için daha hayırlıdır ve siz ‘bir hurma çekirdeğindeki ip-ince bir iplik kadar’ bile haksızlığa uğratılmayacaksınız…” (Nisa Suresi, 77)

İnsanların birçoğu, öldükten sonra hayatın son bulacağına ve yaşadıkları tüm hayatın dünyadan ibaret olduğuna inanırlar. Ölümle birlikte sonsuz olan ahiret hayatının başladığına inanmazlar. Allah dünyadaki herşeyi ve herkesi sonlu yaratmıştır ve dünya daki herşey birgün ölmeye mahkumdur. Ancak ölümle birlikte muhteşem bir yaratılış, ebedi olan ahiret hayatı, cennet ve cehennem başlayacaktır. Ölüm bir son değil, sonsuz hayata geçiş anıdır. Ahiret Allah’ın bizlere vadettiği ve kesin olarak gerçekleşecek olan bir müjdedir.

Müslüman, Allah’a ve ahirete karşı derin bir saygı içindedir. Bu saygı, üslubuna, kullandığı kelimelere, gösterdiği ahlaka, yaşam biçimine, vicdanını kullanmasına, yüz ifadesine ve hayatının her aşamasına yansır. Verdiği kararlarda, yaptığı eylemlerde ahiretin varlığından ve Allah’a hesap vereceğinden kesin olarak emin olmanın getirdiği bir samimiyet ve hassasiyet vardır.

Yorum bırakın